Nihayet aylardan beri
beklediğimiz o gün gelmişti. Biz dönüş biletimizi doğumdan bir ay sonrasına
almıştık. Çünkü tek başıma tüm işleri halletmem zaman alabilir diye
düşünmüştük. Belki bir 10 gün önce dönebilirdik. Ama bu sefer de işleri koştur
koştur halletmem gerekir ve lohusa halimle strese girerdim. Şimdi iyi ki öyle
yapmışız diyorum. Çünkü mastit olduğum için bir gece ateşlendim ve bir kaç
günümüz bu sorunla uğraşmakla geçti.
Dönüş için
valizlerimizi hazırlayıp uber XL çağırdık. XL seçtiğimiz için Chrysler Grand
Voyager geldi. Böylelikle hem tüm valizlerimiz hem de bebek arabası rahatlıkla
sığdı. Havaalanına kadar 50 $ tuttu. Havaalanında hemen checkin işlemimizi
yaptık. Bebekli olduğumuz için bizi hemen öne aldılar. Sıra falan beklemedik.
Hatta uçağa binerken bile hiç bir yerde sıra bekletmiyorlar. Artık ben de
alışmıştım. “Bebeğimiz var, geçebilir miyiz?” diyordum J THY’da bebeğimiz için bilet
almamıza da gerek yokmuş. Sadece checkin esnasında belirttik. Bizden 130 $
tahsil ettiler. Bunun dışında bebeğinizi pasaporta işletmenize, konsolosluğa
falan gitmenize gerek yok.
Uçak yolculuğu ise çok rahattı.
Bebeğe zaten minik bir beşik kurdular. Hostesler falan da gayet ilgiliydi. Uçağın
uğultusundan da yavrum devamlı uyudu. Tek zorlandığım yer valizleri indir
bindir taşı kısmı oldu diyebilirim. Annem Melissa’yı idare etti. Ben de
valizleri. Türkiye’de market poşetlerini bile taşıtmayan eşim yoktu yanımda.
Demek ki başa gelince yapılıyormuş. Lohusalık falan dinlemeyip hepsini
hallettim mecbur.
Türkiye’ye giriş
yaptığımızda ise pasaport kontrolden geçmeden Melissa için de vize aldık. Zaten
tabelalar Vize diye gösteriyor nereden alacağınızı. Şip şak olan bir işlem. 20
$ ödedik ve sonunda yavrumuz kucağımızda anavatanımıza dönmüştük sağsalim çok
şükür. Hem çok çok mutlu, hem özlem dolu, hem de her şeyi başarmanın gururunu
yaşıyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder